8 Ocak 2015 Perşembe

Bant Teorisi ve İçinde Bulunduğumuz Durum İlişkisi


Yarı İletkenlerde Bant Teorisi konusundan bahsedeceğim. Hemen söyleyeyim konu hakkında bilimsel açıklamalarda bulunmaktan daha çok gündemle birlikte harman yaparak düşündüren bir benzerlik hakkında özettleme yapacağım. Bu arada elektronik dersi bant teorisi konusunu anlamak için tuhaf bir örnek olabilir. Kim bilir belki anlayamadığınız bu konuyu kısmen ben anlatmış olabilirim.

Elektronik konusunun en önemli bileşenleri yarı iletkenlerdir. Ancak yarı iletkenler normal şartlar altındaki sıcaklıkta tam bir yalıtkandırlar yani mobilite sıfırdır. Şimdi diyeceksiniz ki sırf birkaç artistik cümle kurmak için yazı mı yazdın?

Aslında bu konuyu ele alıp işlememin asıl sebebi biz millet olarak Yarı İletken bir milletiz de demek..
Şimdi düşünüyorum da yarı iletkenler, iletkenliğe geçip işe yaramaya başlamaları için ya ısı etkisi ile yapılarındaki o düzgün kovalent bağlar kırılacak ve serbest elektronlar ortaya çıkacak ve harekete geçerek iletkenliği sağlayacaklar, yada dışarıdan enjekte edilen katkı atomun sebep olacağı yeni bağlardan arta kalacak serbest elektronlar veya deşik dediğimiz elektron boşlukları ile iletkenlik yapısına geçecekler.

Millet olarak kovalent bağlarımız kırılmasın diye çok çabalıyorlar çok... Böyle iyi hepimiz yalıtkanız, az ısımızı artıracak bir olay olsa hemen yeni gündem ile ateşimiz iniyor :) Eeee ozaman tek çare dışarıdan bir enjeksiyonla ya 5. gruptan bir verici atomun katkısıyla yeni bağlar kuracağız ve İletim Bandına geçeceğiz yada 3 gruptan bir alıcı atomla bağ kurup Valans Bandına geçeceğiz. Vallahi ben 20 yıldır Yasak Enerji aralığında öylece kalakaldım ne ısınıyorum ne soğuyorum nede dışardan kimsenin katkısı var.

5. grup, 3. grupta neyin nesi, ister siyasi düşünce deyin isterseniz sizi harekete geçirecek bir topluluk ama bugünlerde hakkaten dışardan bir etki ile hareket geçme vaktimin geldiğine inancım bas baya arttı. Ya 5. gruptan katkı alıp N Tipi yarı iletken olacağım yada 3. gruptan katkı alıp P Tipi yarı iletken olacağım farket mez sonuçta kesinlikle harekete geçeceğim.

Sanırım Fermi Enerji seviyemide  bir akım bulmadığım için olabilir.

Modern fiziğe göre bir atomdaki elektronlar en düşük enerji seviyeden başlayarak PAULI seçim ilkesine göre üst enerji seviyelerine yerleşirler öyleki bu yerleşmenin sonucunda yerleşecek atom kalmayınca daha üst enerji seviyeleri boş kalırlar. İşte aşağıda elektronlar tarafından doldurulan enerji seviyeleinden sonraki ilk seviyeye FERMİ DÜZEYİ diyoruz bu düzeyden sonraki üst enerji seviyelerini yani elektronların olmadığı boş enerji seviyelerini  dolu olan yani elektronlarca PAULİ seçim ilkesinde yerleşen elektronların bulunduğu seviyeyi bir birinden ayıran çizgiye Fermi Enerji Seviyesi ve buranın enerjisine da Fermi Enerjisi diyoruz.

Fermi Enerji seviyesi sıcaklığın etkisiyle üst seviyelere doğru kayabilir sebebi elektronların sıcaklığın artmasıyla üst seviyelere geçebilirler. Üst seviyeye geçildikçe de dolu kısımla boş kısım arasındaki seviye de üste doğru kayacaktır.

Katkısız olan benim fermi enerji seviyem  üst(boş) kısım ile alt(dolu) kısmın tam ortasında, eğer N Tipi olursam Fermi Enerji seviyem İletim bandının hemen altındaki bölgeye, yada P tipi olursamda Valans bandının hemen üstündeki bölgeye hareket etmeyi planlıyorum.

Makul Şüpheli olmamak için Buyurun Size Elektronikçe Tepki.

25 Kasım 2014 Salı

Uydu Alıcılardaki IPTV denilen şey aslında nedir?


IPTV de IPTV diye tutturup durduğumuz son yılların kelime haznemize yeni girenler sıralamasında belkide en üstteki sözcük IPTV (aypitivi :) ).

Önce şuna bir açıklık getirelim bizim uydu alıcılar üzerinde IPTV diye bas bas bağırdığımız şey aslında bir WEBTV. (Hoppalaaaa birde WEBTV çıktı.) 

Nedir peki arasındaki fark?
Aslında ikiside online görüntü ve ses sinyali taşıyan sistemler, ancak aralarındaki en önemli fark yayının taşındığı internet bant genişliği ve ve bu bant katmanının IPTV de faklı bir katman üzerinden garanti edilen ve yönetilebilen bir bant genişliğinden ibaret olması iken WEBTV de böyle bir garanti olmaması ve de yönetilememesidir.

Gittikçe kafamız karışmada özetle şöyle sadeleştirelim IPTV de yapılan yayın formatı, bililnen en iyi görüntü sıkıştırma formatı CODEC H.264 ile yapılmaktadır. Bu formattaki görüntü en az derecede kalite kaybına uğramakta ve boyutu oldukça küçülmektedir. IPTV de internet kotası sorunu yoktur çünkü garanti edilen bant genişliği sadece bu iş için kullandırılmakta ve mevcut internet bağlantınızdan ayrılmaktadır. Dolayısı ile bu iş için bir yayıncı yani operatör kuruluş olmasıda gerekmekte ve size gerçek zamanlı bi yayın akışı için hizmet etmektedir.

WEBTV ise internet protokolü üzerinden bir yayın akışı sunmakta, mevcut bağlantı hızınızı kullanarak, kotanızı harcamakta ve kesinlikle bant genişliğinde oluşan kayıplar için yönetim sözkonusu değildir ki bu yüzden görüntüleri izlerken donmalar meydana gelmekte, bağlantı hızımız ile videonun yüklenme hızı arasında sorunlar yaşanmaktadır, her nekadar H.264 şeklinde yayın yapılsada yayının yapıldığı sunucunun bant genişliği kapasitesi yoğunluğa göre yetersiz gelebilmektedir.

Öyleyse bizim uydu alıcıları içerisindeki gerçek zamanlı yayın akışı izlememizi sağlayan teknoloji WEBTV dir diyoruz, çünkü buradaki görüntüyü normal internet üzerinden, kotayı tüketerek internetin hızına ve bağlandığımız yayın sunucusunun yoğunluğuna bağlı bir kalitede izleyebiliyoruz.

IPTV yayınların izlediğimiz araçlar ise IPTV SetTopBox (STB) ile ilgili bant protoklünü çözümleyip TV ye aktarabilen cihazlar ile izlenebilmektedir.